Seydi Murat Koç’un “İç Zaman” isimli yeni sergisi 3 Mart itibarıyla D Design Gallery’de görülebilecek. Hasan Bülent Kahraman’ın küratörlüğünü üstlendiği sergi, sanatçının 2016 yılında hayata geçirdiği “Vertigo ve Yerçekimi” serisinin devamı niteliğini taşıyor. İlk seride yer alan resimlere, bu hikayeyi tamamlayan yeni işler eşlik ediyor.
Çağdaşları içerisinde yaratıcı eserleriyle isminden sıkça söz ettiren Seydi Murat Koç, bildiğimiz, tanıdığımız nesneleri, görüntüleri ve imgeleri alıp, onlardan hiç beklemediğimiz, ummadığımız, çoğu zaman yerine oturtamadığımız yeni imgeler, görüntüler ve durumlar yaratıyor. Koç, “Vertigo ve Yerçekimi”nde mimari ve antikite referanslarıyla yeniden kurguladığı dünya düzenini, bu kez gerçek hayattan sergi salonuna taşıdığı nesne ve imgelerle yeniden ifadelendiriyor. Kentsel dönüşümün çehresini tamamen değiştirdiği Fikirtepe mahallesinden topladığı, yıkılmış binalara ait parçaları bir araya getirerek enstalasyonlar kurguluyor. Seydi Murat Koç, böylece parçaların yok olmadan ölümsüz hale getirildiği birer hafıza panosu yaratıyor.
Serginin küratörlüğünü üstlenen Kadir Has Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Bülent Kahraman, Koç’un “İç Zaman”daki yaklaşımını “Bize zamana dokunma imkanı veriyor” şeklinde özetliyor ve şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Zaman daima dış zaman ve iç zamandır. Dış zaman çoğu kez bize ait olmayan nesnel zamana, takvim ve saat zamanına denk gelir. Onun içinde yaşarız. Onun içinde kendi zamanımızı oluştururuz. Kendimize ait zamanın özünü belleğimiz meydana getirir. Belleğin zamanı sonsuzdur. Hatırlayabildiğimiz kadar uzatabiliriz zamanı. Zamanlar arasında yaşayabiliriz.
İç zaman işte odur. Bize ait olan, bizim tayin ettiğimiz, sınırlarımızı kendimizin çizdiği, ayıkladığımız, seçtiğimiz zaman. Bu zaman bize ait olan veya izlerimizi düşürdüğümüz nesnelerin, mekanların zamanıdır. Mekanların ve nesnelerin de zamanı vardır. Zaman sadece insana ait değildir. Tersine onlar zamanı bizden daha fazla taşırlar. Taşlar düşünür, nesneler dönüşür ve hepsi zamanla olur.
Seydi Murat Koç, zamanın nesnelerini ve imgelerini bir araya getiriyor. Antikitenin bilinçte ve imgelemde yaşayan tanıklıklarıyla zamana dokunmuş ve şimdi bizim dokunduğumuz nesneleri bir araya getiriyor. Antiketeyi bugünleştiriyor. Ama nesneler aracılığıyla da bugünü geçmişe itiyor. Onların katılığı, somutluğu aslında zamanın somutluğudur. Seydi Murat Koç bize zamana dokunma imkanı veriyor.”