Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi yeni sergisi Ters Yüz PƎRⱯ’yı sanatseverlerle buluşturdu. Açıldığı 2005 yılından günümüze, üniversitelerle iş birliği yaparak gerçekleştirdiği gelenekselleşmiş sergileri kapsamında Pera Müzesi, Ters Yüz PƎRⱯ sergisiyle Tahran, Osaka, Hong Kong, Berlin, İstanbul, Weimar ve Almanya’nın diğer kentlerinden 20 sanatçı, mimar ve araştırmacıyı bir araya getirdi. Yerel ve kâr amacı gütmeyen sanat mekânlarına odaklanan sergi, alternatif değerler üzerine düşünüyor, değerlendirmeler yapıyor.
Pera Müzesi’nin yeni sergisi Ters Yüz PƎRⱯ: Mekânlar ve Metinlerde Denemeler 23 Mayıs’ta ziyarete açıldı. Bauhaus Üniversitesi, Weimar ve Bremen Sanat Üniversitesi iş birliğiyle düzenlenen sergi, küresel kapitalist ilişkileri ve yerelleşmiş kültürel pratikleri araştırıyor.
Küratörlüğünü Bauhaus Üniversitesi, Weimar’dan Prof. Mona Mahall ve Yelta Köm ile Bremen Sanat Üniversitesi’nden Prof. Aslı Serbest’in üstlendiği sergi, mimarinin, kurumların kentsel çevreleriyle ilişkilerinde hem kurucu hem de açığa çıkarıcı bir rol oynayarak bu kurumların belirli bir yer ve zamanda nasıl aracılık ettiğini ve işlediğini inceliyor.
Suna ve İnan Kıraç Vakfı Oryantalist Resim Koleksiyonu’nda yer alan ve 1906 yılına tarihlenen ünlü Kaplumbağa Terbiyecisi ile 17. yüzyıla ait bir harem betimlenmesinden hareketle yola çıkan Ters Yüz PƎRⱯ, yalnızca Avrupa değil Çin ve İran ile küresel kültür, ekonomik değişim ve siyasi temas tarihini canlı tutan seramik, ağırlık ve ölçü koleksiyonlarından da ilham alıyor.
“Küreseller”, “Basamaklar” ve “Spekülasyonlar” başlıklı üç bölümden oluşan sergi, vadedilmiş daha iyi bir modern dünyanın ve dönüştüğü yıkık dökük parçaların değil, yaşamlarımızın, estetik pratiklerimizin ve bilgilerin de dönüşümünde denemeler yaratmayı hedeflerken orantısız küresel kapitalist ilişkilerin ve yerelleşmiş kültürel pratiklerin biçimlendirdiği sanat dünyasını gözlemliyor.
Mekânlar ve metinlerde denemeler
Ters Yüz PƎRⱯ, kendini henüz başlangıç aşamasında olan, test edilen ve öğrendikçe değişen birçok yöntem ve pratik yoluyla oluşturuyor. Çoğunlukla yerleştirme olarak gerçekleştirilen pratikler mekânsal-metinsel ve görsel olmanın yanı sıra araştırma ve sürece dayanıyor. Sanat, mimari, estetik ve üretimin ayrı, bireyselleştirilmiş ve temelden ataerkil olmayan bir duruş olarak düşünülmesinden hareket ediyor. Sanatsal özerklik ve öznelliği sorguluyor, her ikisini de iktidarların anlattığı tarihler olarak okuyor.
Süreç ve diyaloğa dayanarak, sergilenen tüm çalışmaların düşünceleri ve süreçleri çerçevelendirmeye yarayan bir ortak beyaz tahta yoluyla kolektif olarak tasarlandığı Ters Yüz PƎRⱯ sergisine, ziyaretçileri de süregelen karşılaşmalara dahil etmek için alan sağlayan bir çalışma masası eşlik ediyor.
Yerel sanat mekânlarına odaklanıyor
Ters Yüz PƎRⱯ İstanbul’da bulunan sanat kurumlarına ve onların “dışına”; güncel sanat mekânlarının yanı sıra onların kentsel çevrelerine, yüksek ve popüler kültür arasında gösteriler ve sokaklar boyunca ilerleyerek bakıyor.