Her düştüğünüzde sizi ayağa kaldıran “o şarkılar” mı oldu? Ya da yalnızlığınızı paylaşmak istediğinizde, birebir sizi anlatacak bir dosta ihtiyacınız olduğunda o şarkıyı mı açtınız? Yalnız değilsiniz. Müzik yalnızlığın da gıdası, aslında daha çok ilacı. Bu mavi hapı aç veya tok karnına, öğün veya saat fark etmeksizin, dilediğiniz zaman kullanabilirsiniz. Yan etkisi neredeyse yok, sadece bu hapı alırken aklınızda bulunsun: O şarkıyı tekrar duyduğunuzda, aynı duyguları tekrar yaşayabilirsiniz. Yok yok, o kadar korkutucu değil aslında. Sonuçta hayatınızın “soundtrack”i sizin elinizde, daha ne olsun!
Niye özellikle mavi hapları seçiyoruz? Çünkü her şey bilimsel ve beynimizin bize küçük oyunları. Kaliforniya Üniversitesi’nde yapılan araştırma, müzik dinlediğimiz sırada beynimizin, müziğin bize hissettikleriyle ilgili bir müzik-renk ilişkisi kurduğunu ortaya çıkarmış. Araştırmaya katılanlar ise otuz yedi renkten, hareketli ve majör melodideki müzikleri canlı ve sarıya yakın renklerle, yavaş ve minör melodideki müzikleri ise koyu ve maviye yakın renklerle eşleştirmişler.
Peki bu hapları nereden bulabiliriz? Mahalledeki Aysun Teyze kurşun dökerken, elinde tuttuğu mavi haplar onlardan olabilir mi? Hayır, asla! Herkesin hapı kendine. O Aysun Teyze’ye de asla güvenmeyin, yanlışlıkla kendinizi Mezdeke’yle göbek atarken bulabilirsiniz. “İyi de, bu haplardan hepsi bana mavi, hangisini alacağım ben?” diyenlere ise genel bir reçete yazıyorum. Aramızda kalsın, reçete yazmak için herhangi bir belgem yok. Birbirimize hala güveniyorsak, reçeteniz aşağıda.
Şarkı yazarları maviyi, metaforlaştırıp melankoli yerine çok çeşitli şekillerde kullanabiliyorlar, bu yüzden içinde mavi geçen herhangi bir parça işinizi görecektir. Daha etkili maviler için Chris Isaak mavisini deneyin; özellikle “Forever Blue” ile tepeden tırnağa gerçek maviyle tanışıp, eski mavileriniz adeta yeni, yeni mavileriniz ise capcanlı olacak. Tam etkisini göstermesi için tercihen, gece yatmadan önce tok karnına alınız. Kaostan ve belirsizliklerden bezdiyseniz, biraz İstanbul mavisi için, mutlaka tok karnına Yavuz Çetin alın; çünkü aç karnına çabuk çarpabilir, görülmeyen yan etkiler görülebilir. “Oyuncak Dünya”yı üç öğün, yalnız tüketin. Sonraki gün kendinizi toparlayamazsanız ve biraz arabeskseniz, aç karnına Orhan Gencebay’dan “Batsın Bu Dünya” alın. Çivi çiviyi söker, hiçbir şeyiniz kalmaz. En sık aldığım sorulardan biri ise, mavilerin en güzeli olan, “Sıçtın mavisinde ne yapalım?” oluyor. Kaçınılmaz son yakınsa şayet, yapacak bir şey yoktur. Keyif almaya bakın, ne de olsa bu durumda size her şey mavi. Açın en sevdiğiniz şarkıyı, biraz gökyüzüne bakın. İşte hayat o kadar kısa ve hızlı, sonraki gün de bir o kadar belirsiz. Yine de o kadar umutsuz olmayın, aç karnına John Lennon’dan “Out The Blue” ile biraz umut toplayabilirsiniz.
Çeşitli renk ve dozlarda mavi haplarla dolu, mavi reçeteniz hazır. Elbette, her bünye farklı tepki gösterebilir, o yüzden lütfen dozunda kullanınız. Doz aşımı veya istenmeyen bir yan etki durumunda ise size en yakın Serdar Ortaç’la sıfırlanabilir, hayatın anlamını tekrardan bulabilirsiniz. Unutmayın, melankoli siz istediğiniz sürece var. Geçmiş olsun.
Yazar: Efe ALAÇAMLI