İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen, Türkiye’nin en büyük sinema etkinliği İstanbul Film Festivali, bu yıl 38. kez sinemaseverlerle buluşmaya hazırlanıyor. 5-16 Nisan tarihleri arasında yapılacak 38. İstanbul Film Festivali’nde Türkiye ve dünya sinemasının en nitelikli ve başarılı örneklerinin yanı sıra söyleşiler ve atölyeler gibi birçok etkinlik yer alıyor.
Festival kapsamında 12 gün boyunca, 19 bölümde 45 ülkeden 187 yönetmenin toplam 186 filmi gösterilecek.
Festivalin bugün gerçekleşen basın toplantısında, İKSV Genel Müdürü Görgün Taner “İlk İstanbul Film Festivali’nden bugüne geçen süreçte çok şey değişti; sürdürülebilirlik, dijitalleşme gibi kelimeler artık hayatımızda çok sık kullanılır oldu. Özellikle dijitalleşme hayat pratiklerimizi, kültür-sanata yaklaşımımızı ve tüm davranışlarımızı değiştirdi ama özünde bazı özlem ve ihtiyaçlarımızın 2019 yılında da aynı olduğuna inanıyorum: Türkiye’den ve uluslararası arenadan özenle seçilmiş yapımlardan oluşan bir program görmek, bize düşünsel açıdan zevk veren bir kültürel-sanatsal etkinlikte, fiziksel olarak var olmak, sinema ustalarının, yeni yeteneklerin yapımlarını büyük ekranda, hakkını vererek, heyecan içinde izlemek… İKSV olarak tüm bunları mümkün kılmak için ‘seve seve’ çalışmaya devam ediyoruz. Festivallerin hayata geçmesi kolay olmuyor, özel şirketlerin sponsorlukları kadar, ülkemizdeki çeşitli ülkelerin kültür ataşelikleri, kültür kurumları, konsolosluklar, İKSV Lale Kart üyeleri, film festivaline bilet alarak gelen izleyiciler ve tabii ki Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın katkıları bizim için çok ama çok önemli,” dedi.
Efsane yönetmen Stanley Kubrick’i ölümünün 20. yıldönümünde özel bir bölümle anacak olan 38. İstanbul Film Festivali, afişinde de Kubrick’in en kült filmlerinden Otomatik Portakal’daki Alex karakterine gönderme yapıldı.
Bu yıl festivalin açılış filmi, “Fransız tiyatrosunun prensi” lakaplı genç deha, dramaturg, oyuncu ve oyun yazarı Alexis Michalik’in son filmi Edmond. Birçok kez Molière ödülüne layık görülen Alexis Michalik, aynı adlı gişe rekortmeni oyununun sinema uyarlamasını da üstlenerek, filmin senaryosunu yazdı ve yönetmenliğini yaptı. Tıpkı oyunları gibi hareketli, dâhiyane, sürükleyici, üstün oyunculuğu ve üstün yönetimiyle olağanüstü bir deneyim sunan Edmond’un kahramanı, Michalik gibi şöhrete kavuşan genç bir yazar. 1897’de, şaşaalı Belle Époque döneminde Paris’te geçen film, Edmond Rostand’ın kaleme aldığı, şanı yüzyılları aşan oyunu, ünlü Cyrano de Bergerac’ın ortaya çıkış hikâyesini anlatıyor. Edmond, açılışın ardından festivalin “Galalar” bölümünde izleyicilerle buluşacak.