Mamut Art Project; yeni programı Mamut SHOTS ile Burçak Bingöl, Erdil Yaşaroğlu, Kürşat Başar, Mirgün Cabas, Memed Erdener, Tuğçe Tuna ve Tuğrul Tülek’i konuk olarak ağırladı.
Mamut’un 7. Edisyonunda; motivasyon, kolektif güç, farkındalık, cesaret, ilk adım, üretken olma gibi kavramları; Mamut SHOTS adı altında heyecan verici bir konuşma serisine dönüştürüldü. Unlimited Publications Genel Yayın Yönetmeni Merve Akar Akgün iş birliğinde gerçekleşen programda konuk olarak ağırlanan Kürşat Başar, “Gerçek motivasyon insanın içinden gelir. Bir reklam metni ile sanat eserini kıyaslayacak olursak; reklam metni bir ürünü daha çok parlatma hatta göz boyama olabilir. Halbuki sanat eseri, bir sonuç düşünülerek yapılan bir şey değil ya da öyle olmamalı. Benim de genç sanatçı ve sanatçı adaylarına tavsiyem; her zaman yüreğinin sesini dinlemeleri. Daha fazla tanınmak için sevmediğiniz bir şeyi yapmayın. Çünkü bu, belki başkalarına keyif verebilir ama sizi mutlu etmeyecektir” dedi.
Burçak Bingöl, kendi sanat kariyerini oluşturan mihenk taşlarından bahsederken hepimizin bir an evvel görmesi gereken bir şaheser olan Topkapı Sarayı’nda yer alan ünlü nakkaş ustası Şah Kulu tarafından yapılmış seramik panoyu konuşmasının ortasında konumlandırarak bütün üretim sürecini anlattı. Ankara-New York arasında geçen yılları ve ardından İstanbul’a gelişiyle evrilen üretimini ve daha sonra Christian Dior için ürettiği çantaya kadar anlattığı konuşmasında dinleyicilere ilham verdi.
Daha sonra sözü alan Erdil Yaşaroğlu, “Hayatımı değiştiren iki kitaptan biri özetle şunu anlatıyordu: Çoklu kariyerler göreceğiz. Ben de karikatürü çok seviyorum, evet. Ama ‘Heykeli kariyer olarak yapabilir miyim?’ diye düşündüm. Okulda öğrendiğim her şeyi yeniden öğrendim. Mutlu olacağınız işi yapın gençler. Ben çok genç yaşta sevdiğim işi yaptım. Bir de karşılığında para verdiler” sözlerini kullanarak esprili mizacıyla tecrübelerini aktardı.
Bir başka konuşmacı olarak sözü alan Mirgün Cabas, “Ben iddiasız bir sanatseverim ve gözlemledim ki sahip olma duygusu sanatseverliğin önüne geçiyor. Mesela bizim 100 tane koleksiyonerimiz olacağına keşke 10 bin tane sanatsever olsa. Çünkü sanat eserleri görülsün diye var, karanlık bir yerde beklesin diye değil. Olabildiğince paylaşmak; belki ödünç vermek, belki eseri başka bir esere dönüştürmek… Sanat böylece daha fazla demokratikleşebilir” sözleriyle sanatseverlere tavsiyede bulundu.
Tuğrul Tülek zaman kavramını kendi algısında yaşadığı gibi aktarmaya çalışarak kimilerine göre geç olarak algılanabilecek bir zamanda nasıl kariyer yolculuğunun basamaklarını çıkmaya başladığını ve hayatta kalbimizi dinleyerek aldığımız kararların ne kadar önemli olduğunu anlatırken sahne hakimiyeti ve hikayesinin gücüyle herkesi etki altında bıraktı. Tuğçe Tuna Türkiye’de ilk çağdaş dans alanında akademisyen olmaktan, beden odaklı dans ve terapiden bahsederken; var oluşunu ve nasıl çevreyle olan bütün iletişimini beden, hareket ve efor ilişkisi üzerinden kurduğunu anlattı. Gençlere daha çok hareket etmelerini tavsiye ederken hepimizin kollarını açarak 360 derece döndüğünde oluşan alanın kişisel alanımız olduğuna işaret ederek bu alana her yerde daha fazla saygı duyulmasını hayal ettiğini dile getirdi. Büyük ilgi çeken Mamut SHOTS; binlerce kültür-sanat takipçisi ile buluştu.