Serkan Yüksel’in, güncel sorunlara yönelik eleştirilerini güçlü sembol ve imgeler aracılığıyla aktardığı “Sert Bir Rüzgâr Dolaşıyordu Meydanı” isimli kişisel sergisi 15 Haziran’a kadar x-ist’te. Sanatçı, bu sergi ile, bakışlarını insanlığın en önemli sorunlarına, bazen varoluşa bazen de yok oluşa yöneltiyor. William Tell’den Darwin’e, efsanelerde ve bilimde, görünenin ardındaki gerçeği arayan Yüksel’in metafor kullanımı ve detaycı kurgusu, incelikli bir düşünme sürecine sevk ediyor.
Derya Yücel’in hazırladığı sergi metninden:
“…Serkan Yüksel’in, haritalar, kalıplar, patronlar, gazetelerden titizlikle, katman katman keserek, biçerek, ayırarak, yontarak, birleştirerek, dönüştürerek ortaya çıkardığı resimlerin plastik dinamizmi sert, yıkıcı ve şiddet yüklü olduğu kadar kırılgandır da. Tüm o göstergeler, metaforlar, sembollerden fışkıran insanlar, hayvanlar, insan-hayvanlar, şeyler ve tanımlanamaz yaratıklarla dolu bir girdabın içinde dönüp duran evrenin izini süren sanatçı, insanın yaralanabilirliğini, kağıdın belli belirsiz ve narin ama o denli acı verici kesiğinin izinde arar. Kesiğin sızısında, yaranın izinde, iyileşme olasılığının umudunu söküp çıkarmakla, iktidarın yarattığı hakikate karşı düş gücüne dayalı sembolik bir masala, yaratıcı edimi aracılığıyla kendi öznel hakikatine biçim vermekle ilgilenir. Çünkü, yaralanabilir (kırılgan) olan mağdur değildir aksine hem bireysel hem kolektif olarak eyleyebilir, etkilenmeye ve karşılığında etkilemeye açık olabilir. Sanatçının edimi, çürümüş, hastalıklı, karanlık ve trajedi yüklü bu insanlık tarihi meydanında, toza dumana ve çetin rüzgara rağmen meydan savaşını sürdürmek gibidir. Çünkü, kendimizi teslim etmek zorunda kaldığımız ve değiştirmek için savaşabileceğimiz acılar arasındaki çizgiyi (kesiği) oluşturmak, özünde politiktir. …”