Türkiye’de modern sanat ve soyut resmin öncülerinden Sanayi-i Nefise’nin ilk kadın mezunları arasında yer alan Fahrelnissa Zeid’i yakından tanıyalım. Osmanlı döneminin önde gelen ailelerinden biri olan ve sanata büyük önem veren Şakir Paşa ailesine mensup olması, coşkulu ve etkili kompozisyonları ile iç dünyasını yansıtan eserleri bizi büyülerken onun ne kadar değerli bir sanatçı olduğunu kanıtlar nitelikte.
“Resim yaparken kendimi tüm canlı varlıklarla bütünleşmiş hissediyorum. Kendimi kaybediyorum ve insanüstü yaratıcı bir sürece giriyorum”
Fahrelnissa Zeid
Sanatçı bir aileden gelir.
Osmanlı döneminin önde gelen ailelerinden biri olan ve sanata büyük önem veren Şakir Paşa ailesinin bir üyesi olan Zeid 1901 yılında dünyaya gelmiştir. Ailesinde yer alan diğer sanatçılardan bazıları ise Sadrazam Cevat Paşa’nın yeğeni olan Zeid’in bir kardeşi Halikarnas Balıkçısı olarak bilinen yazar Cevat Şakir Kabaağaçlı, diğer kardeşi ise ressam Aliye Berger’dir. Zeid aynı zamanda seramik sanatçısı Füreya Koral’ın da teyzesidir.
Dünyanın en ünlü müzelerinde eserleri sergilenmektedir.
2017 yılında Tate Modern Sanat Müzesi Zeid’i “20. Yüzyıl’ın en önemli kadın sanatçılarından biri” olarak tanımladığı bir retrospektif ile anmıştır.
1947’de açtığı sergisinin açılışına İngiltere Kraliçesi Elizabeth’de katılmıştır.
Avrupa’da gezme ve yaşama olanağı bulan Zeid, atölyelere katılır ve bol bol sergi gezerek sanatçı yönünü geliştirir. Ve 1947 yılında Londra’da kendi sergisini açar.
Türkiye’de ise 1964’de İstanbul Güzel Sanatlar Akademisi ve Ankara Hitit Müzesinde kişisel sergi açma fırsatı bulur. Sanat hayatının başlangıcında soyut resim yapmayı istemeyen, hattâ direnen sanatçı, neden soyut resim yaptığını şöyle açıklar:
“Sanatçının yaşamı, anılan sanatım oluşturur, hattâ değiştirir. Soyut resim yapmamın bir kaç nedeni oldu. 1938’de Bağdat’a ilk gidişimde kaldığım sarayımsı evin penceresinden sabahın erken saat erinde, başlarında taşıdıkları yoğurt kaseleriyle pazara giden kadınların çok hızlı geçişlerini gördüm. Çocukluğumda da pencereden baktığımda insanları kafesin arkasından görürdüm. Daha doğrusu gördüklerim kişiler değil, onların renkleriydi. Bu yüzden resimlerimde renkleri siyah çizgilerle böldüm.”
Ortadoğu’nun en yüksek fiyata satılan eserini yapmıştır.
Fahrelnissa, 1962’de yaptığı Break of the Atom anda Vegetal Life (Atomun ve Nebati Hayatın Parçalanışı) adını verdi. Bu resimde, İslam Hat Sanatının estetiğini Sufizmin mistik karakterleri ile buluşturmuştu. Üstelik bunları aynı zamanda Paris’te yaşadığı dönemlerde etkilendiği Bizans ve Batı sanatının estetiği ile de harmanlamıştı. Yine resimlerinde bulunan geometrik şekil ve yazılar vardı. Bu, tasavvufi, kendini yineleyen, geometri ve çizgiye dayalı Doğu gizemciliğinin bir uzantısı olarak değerlendiriliyordu.
Bu resim, 2013 yılında satıldığında Fahrelnisa Zeid, “Ortadoğu’nun en yüksek fiyatla satılan eserini resmeden kadın” ünvanını kazandı.
Ara Güler tarafından çekilen fotoğrafı hayatını anlatan kitabın kapağında yer aldı.
Adila Laidi-Hanieh’in orijinalini İngilizce yazdığı ‘İç Dünyaların Ressamı’ kitabı, sanatçının 2018 yılında Tate Modern’deki retrospektif sergisi için basılmıştı. Dirimart RES tarafından Türkçe’ye çevrilip yayın hayatına giren kitabın kapağındaki fotoğraf tablolarının önünde Ara Güler tarafından çekilmiştir.