Dün gece yarısından beri Maliye Bakanı gitti Maliye Bakanı geldi, Maliye Bakanı gitti Maliye Bakanı geldi. Yukarıdan yani hükümetten ise cevap yok, görüş yok ama Maliye Bakanı gitti Maliye Bakanı geldi. İnşallah bu yazımız Çarşamba günü yayınlanıncaya kadar Sayın Cumhurbaşkanından da ses çıkar, bakalım ne diyecekler.
Şimdi bu sebeplerden dolayı da aklıma ilginç bir hatıra geldi. Bir tarihlerde sonradan ünlü olan Film Yapımcısı Sinan Çetin ile benim sahibi olduğum CEN Ajans’ta bir şekilde tanıştırıldık. Bizim reklam filmlerine talipmiş. Davet ettim, oturduk. Dedim ki ‘’Kaç film çektiniz? Neler yaptınız?’’ O da dedi ki ‘’Ben hiç reklam filmi çekmedim. Ama bu işi yapacağıma inanıyorum. Sizin gençlere fırsat verdiğinizi, bir sürü de reklam filmi yönetmenini yetiştirdiğinizi, piyasaya koyuverdiğinizi biliyorum. Çoğu da ünlendi. Ben de bu konuda sizden yardım istiyorum.’’ ‘’Sinancım, şimdi prodüksiyon amiri arkadaşları senin yanına çağırıyorum ve süratle sana ilk filmini verecekler yalnız senden bir ricam var başarılı olursak devam edeceğiz, başarısız olursak da devam etmeyeceğiz.’’ dedim. Ve o filmin sadece sana olan maliyetini öderim anaparayı ödemem’’ dedim ve mutabık kaldık, başladık. Valla egzajere etmeyeyim ama 30 sene falan Sinan Çetin ile çok çok çok film çektik. Çok derken sakın şaşırmayın belki binlerce filmden bahsediyorum. Çoğu filmimiz başarılı oldu. Büyük işler yaptık. Hizmet ettiğimiz müşterilerimizin ürünleri için çekilen o filmler sayesinde onlara yok sattırdık. Riske girmiş şirketleri kurtardık. Yani çok büyük işler yaptık. Bir gün o tarihte dev kuruluşlardan biri olan Mensucat Santral’in sahibi Halil Bezmen’in tekstil fabrikasında bir perde ilanı üzerinde reklam çalışması yapıyoruz. Halil ile sonradan iyi arkadaş olduk ve bir gün bana dedi ki ‘’Bizim perdeler diğer perdelerden farklı değil zaten eni boyu önemli değil o pencerenin ölçüsüne göre oluyor. Dedi ki arkadaşlarımız ‘’Halil Bey siz perdenin enini boy yapabilir misiniz?’’ ‘’Ne demek o?’’ dedi. ‘’Yani perdenin eni boy olsa mantıklı pencerelerin hepsini yükseklik itibariyle kapatır. Fakat eni boy olduğu zamanda perdenin eni 3 değil isterseniz 33 metre olsun o sizin dokumanıza bağlı’’ dediler arkadaşlarımız. Halil böyle baktı şaşırdı, adamları da baktı ve hadi bakalım bismillah dediler ve biz meşhur Dekora Perdeyi yaptık. O zamanlar CEN Ajans’ta yetişmiş olan Ali Tarhan da işin copyrighterlığını yapıyordu. Ve biz filmi Sinan ile çektik. Slogana da ‘’Dekora Perdeden de Öte’’ dedik. Öyle bir şey oluyor ki pencereye dekora perdeliği takılıyor ve perde camdan çıkıyor ufka doğru tek parça yekpare olarak gidiyor. Aradan epey zaman geçtikten sonra Halil bana ‘’Nail biliyor musun bu Dekora Perdeliği yaptığınızda biz çok sıkıntıya girmiştik. Fakat koca Mensucat Santral bu Dekora ile bu sıkıntıları aştı.’’ dedi. Tabi bu çok hoşuma gitmişti, onore olmuştum. Ve uzun zaman da Mensucat Santral ile çalıştık. Sonra Halil Kardeşim biraz kafa kontaktı o kontaklıkları üst üste binince ne Dekora Kaldı ne özel hayatı kaldı. Sonra o da emekli oldu. Ama emekli olduktan sonra zannediyorum ki çok mütevazı, güzel bir hayatı var hatta çok takdir ettiğim hoş bir hanımefendiyle hayatı paylaşıyor.
Şimdi dönelim öbür tarafa. Sinan bir gün geldi bana dedi ki ‘’Biliyor musun benim bir amcam var, çok ilginç bir adam bu yahu. Amca Tansu Çiller Başbakan oldu diyoruz Kadın Türkiye’ye başbakan oldu diyoruz. Propaganda, diyor. Ne dersek propaganda, diyor. Adamlar aya gitti diyoruz, propaganda diyor. Dedim ki ‘’Sinan çok güzel bir espri bu, ben bunu Tansu Hanım’a anlatırım.’’ O tarihlerde Tansu Hanım’ın da başdanışmanlığını yapıyorum ve tabi başbakan seçilmişti. Anlattım, çok güldü tabi. Sonra Sinan’a sen güzel bir şey söyledin bana. Üstelik uzun metrajda film de yapmak istiyorsun. Bak bu propaganda lafı çok güzel. Bütün siyasetçilerin yaptıkları işlerin hepsi propaganda. Senin amcan söylemiş bunu az bile söylemiş. Siyasetçilerin hayatları boyunca çıkıp yaptıkları havaları, tafraları, vaatleri vs. vs. hepsi propaganda.’’ dedim. ’’ Yahu çok doğru söylüyorsun. O zaman ben bir film yapacağım’’ dedi. Ben de yap dedim. Sinan Çetin’in yaptığı meşhur Propaganda filmi bilindiği üzere çok başarılı bir film olarak, ilk defa çektiği uzun metraj film olmasına rağmen kendisinin çok ünlü olmasını sağlayan bir yapıt oldu.
Şimdi bugün yaşadığımız ortamda devamlı aklıma bu propaganda lafı geliyor. Maliye Bakanı istifa etti, etmedi dediler. Etti, etmedi, etti, etmedi. Etti mi, etmedi mi? biz hala vatandaş olarak hiçbir şey bilmiyoruz. Hiç kimse ne olduğunu bilmiyor. Hep şaibeler vs. Neticede Türkiye, hakikaten son derece affedilmeyecek kadar büyük bir dengesizlik içerisinde. Mutlaka bugün yarın artık bir karara bağlanacaktır. Temennim Allah’tan niyazım artık sadece Allah’tan niyazım çünkü artık güzel şeyler dileyeceğimiz bir kimse kalmadı sadece ondan niyazım. O yüzden inşallah bu işin başına eğitimi, görgüsü, tecrübesi sağlam olan insanlar gelir ki Türk Maliyesi, Türk Hazinesi Türk Parası bu gariban halinden kurtulur. Çünkü anladığım kadarıyla bugüne kadar inanılmaz derecede artan kurların aslında ne kadar tehlikeli olduğunu büyüklerimiz anlamış değiller. Bu vesile ile yapılacak seçimde artık parti düşünmeksizin, insan kalitesi nazar itibari alınarak icra edilmelidir.
Turgut Özal’ın bir röportajını seyrettim. Epey uzun ve anlamlı bir röportaj tabii. Bunu sosyal medyama koyması için beraber çalıştığım asistanıma dedim ki ‘’kesip biçip koyabilir miyiz?’’ Çok uzun olduğu için kesip biçilecek yerlerde detayları kaçırabiliriz diyerek bütün halde izlenmesinin veya dinlenmesinin daha doğru olacağını iletti. Ben de bu yazımızın hemen sonuna bir dipnot olarak röportajın linkini koymaya karar verdim. Eklediğimiz linke tıklayıp röportajı mutlaka izleyin bir başarı hikâyesi göreceksiniz. Turgut Bey’in siyasetteki başarısının en büyük noktası, değişik düşünen insanların, dört beş ayrı yolda siyaset arayan insanların, politika trendi olan insanların hepsini bir araya toplanmış olmasıdır. Bu onun başarısıydı ve Turgut Bey gerçekten çok başarılı bir adamdı. Ama maalesef ondan sonra partiyi emanet ettiği insanlar partiyi öyle bir hale getirdiler ki koca Anavatan Partisi yok oldu yok oldu yok oldu…
Röportaj Linki : https://youtu.be/BMIM7uqrLLc
Dipnot: Hazine ve Maliye Bakanımızın ismi tespit edildi, halkımıza duyuruldu. Fakat ne görev dağılımı yapıldı ne birbirleriyle el sıkışan eski ve yeni bakan gördük. Hatta bugünkü dedikodulara istinaden Maliye Bakanımızın yurtdışına gittiği söylendi. Acaba neden? Cumhurbaşkanlığı danışmanlarından Sn. Aydın Doğan’ın damadı Sn. Mehmet Ali Yalçındağ da ayrılıyormuş diye söylendi görevinden. Ben bu iki delikanlının bu şekilde kararlar vererek daha doğrusu bu kararlarını Trump’ın başkanlık serüveni bittiği için damadının da bu serüvende uzaklaşacağını bildiğim için bir sebepten mi diye düşünüyorum.
Hepinize iyi haftalar.
Nail KEÇİLİ