Nazlı Keçili, 18 yaşında kariyerine başlayıp çok kısa sürede Andy Warhol ile işbirliği yapacak seviyeye gelen ve 27 yaşında da aramızdan ayrılan Jean-Michel Basquiat’nın sergisini yazdı.
Sanat çevreleri ve koleksiyonerler için oldukça değerli ve popüler bir sanatçı olan Jean-Michel Basquiat’nın kız kardeşleri, onun kişisel hayatının halk tarafından yeterince bilinmediğini düşünerek özel bir sergi açmaya karar verdi. New York’ta açılan sergide, Basquiat’nın bugüne kadar görülmemiş eserleri ve kişisel bazı eşyalarından oluşan 200 parçalık bu seçkisi yer alıyor. Sergide, halka hiç açılmamış video kayıtları, ailenin Porto Riko’da yaşadığı yıllardan kalma bir karne gibi özel parçalar sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Serginin en heyecan verici kısmı ise sanatçının çocukluk odasının ve çalışma stüdyosunun birebir modellenmiş versiyonları olması. Basquiat’nın eserleri her zaman koleksiyonerlerin özel ilgisini çekmiştir. Dünyada Yoko Ono ve David Bowie gibi ünlülerin koleksiyonlarında yer aldığını biliyoruz.
Türkiye’de de ünlü bir koleksiyonda önemli bir eseri yer alıyor. 1988’de 27 yaşındayken hayatını kaybeden Basquiat’nın kısacık ömründe ürettikleri ile bu denli üne kavuşması ve değer görmesi tesadüf değil. Haiti ve Porto Riko göçmeni bir çiftin oğlu olarak dünyaya gelen Basquiat 18 yaşında kariyerine grafiti sanatçısı olarak başlayıp çok kısa sürede Andy Warhol ile işbirliği yapacak seviyeye geliyor. Başlangıçta SAMO takma adıyla ilerleyen sanatçı iki yıl içinde ‘The Times Square Show’ isimli sergiye gönderdiği işleriyle ünlü olmaya başlıyor. Bir süre Andy Warhol’la birlikte çalışıp aynı evi paylaşıyorlar. Eserlerinde dönemin ruhundan, hip hop ve punk müzikten ve biraz da Picasso gibi büyük sanatçıların eserlerinden besleniyor. Popüleritesini artıran unsurlardan biri de karizması. 80’ler Amerikan sanat ortamının hızlı yaşantısının adeta bir temsilcisi gibi yaşayan Basquiat’nın erken ölümüyle eserlerinin değeri de hızla artıyor.
Öyle ki 2017’de yapılan bir açık artırmada satılan eseri 110 milyon dolara alıcı bularak Amerikan sanatı satışlarının rekorunu kırdı. Özel koleksiyonlarda ve müzelerde eserlerini görmeye alışık olduğumuz sanatçının ilk kez ailesi tarafından bir sergisi açılıyor. Basquiat’nın kız kardeşleri Heriveaux ve Lisane, kişisel eşyaları ve görülmemiş eserleri paylaşmaları için üvey annelerinden büyük baskı görmüş. Bunun sebebi ise Amerika’da büyük yankı uyandıran George Floyd davası. Kardeşler 2017 yılında bu seçkiyi organize etmeye başlamışlar fakat halka açmaya bir türlü hazır hissetmemişler. Ta ki 25 Mayıs 2020’de Amerika hukuk tarihinin en ses getiren davalarından biri haline gelecek George Floyd vakası yaşanıncaya dek. Minneapolis’te yaşanan ve bir polis memuru tarafından öldürüldükten sonra Afro-Amerikalı topluluğun sembolü haline gelen George Floyd, Basquiat’nın kız kardeşlerini de harekete geçirmiş. Siyahilerin günlük hayatta yaşadıkları zorluklara dikkat çekmek amacıyla bu sergiyi yapmaya kesin olarak karar vermişler. Jean-Michel Basquiat: King Pleasure başlıklı sergi, hem 21. yüzyılda maalesef hala konuşmak durumunda kaldığımız ırkçılığa karşı bir duruş hem de yüzyılın en ikonik sanatçıları arasında yer alan Basquiat’yı en yakınlarının gözünden görebilmek adına harika bir fırsat. Sergi, aynı zamanda ulaşılabilirlik bakımından da çok önemli. Müzayedelerin ve koleksiyonların yıldızı olan Basquiat gibi bir sanatçı nihayet bu denli kişisel bir kürasyon ile halkla buluşacak. Sergi yaz sonuna kadar açık kalacak, bilginiz olsun…