İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından düzenlenen İstanbul Caz Festivali, 7-19 Temmuz arasında 30. yaşını kutlayacak.
1994 yılından beri her yıl temmuz ayında izleyicileriyle buluşan İstanbul Caz Festivali 30. yılına yakışan bir program sunuyor. Bugüne kadar yüzlerce sanatçıyı ağırlayan festival, ilk gecesinde Avusturyalı saykedelik jam grubu Takeshi’s Cashew, dinamik bir performansını izleyiciyle buluşturacak.
8 Temmuz Cumartesi
Etta James, Tina Turner, Betty Davis, Nina Simone, Shirley Bassey gibi efsanelerden aldığı ilhamla, derinlikli sesi ve katmanlı müziğiyle 2014’te girdi hayatımıza Sharon Kovacs. Bugüne kadar Glastonbury ve Sziget gibi İngiltere ve Avrupa’nın en büyük festivallerinde yer aldı ve Robbie Williams gibi pop yıldızlarıyla aynı sahneyi paylaştı. Festival izleyicisi, bu yılın Parkorman’daki ilk buluşmasında, karanlık ve etkileyici vokaliyle Kovacs’tan önce, otuz yıl öncesine selam gönderen bir performansa şahitlik edecek. İlk İstanbul Caz Festivali’nde de izleyicilerle buluşan, vurmalı çalgılardaki progresif vizyonuyla dünya çapında öncü kabul edilen Okay Temiz, festivalin 30. yılında çok özel bir prömiyerde sıradışı söz yazarı ve besteci Riff Cohen ile sahneyi paylaşacak. Riff Cohen & Okay Temiz “The Ritual” projesinin ilk kez dinleyici karşısına çıkacağı bu heyecan verici konserden önce sahnede son dönemde özellikle Mabel Matiz’le işbirliği yaptığı “Antidepresan” şarkısıyla kendinden bahsettiren yetenekli söz yazarı ve besteci Mert Demir olacak. Başlı başına bir festival gibi geçecek bu cumartesiyi başlatan ise Anadolu funk, Krautrock, Afrobeat türlerinden etkilenen progresif jam topluluğu Takeshi’s Cashew olacak.
9 Temmuz Pazar
Yeni nesil virtüözlerle türler arası bir festival buluşması
Trip-hop, caz, hip-hop’tan doğan özgür melodiler ve alternatif seslerin bir araya geldiği ferah bir yaz akşamındayız… Bu yenilikçi, müzik dolu günde sizleri yepyeni melodileri keşfetmeye davet ediyoruz. Düşük tempolu trip-hop ve rock’a göz kırpan altyapıları Skye Edwards’ın R&B temelli derin vokalleriyle perçinleyen Morcheeba ile hip-hop’tan aldığı ilhamı merkezinde tutarak cazın farklı alt türleri arasında rahatlıkla gezinen Alfa Mist’in büyülü sahnesine bizleri Ekin Beril hazırlayacak. Loop tekniğiyle ürettiği müzikleri ve akapella videolarıyla ilk karşımıza çıktığı günden bu yana kariyerinde emin adımlarla ilerleyen Ekin Beril öncesinde geceyi, elektronik, çağdaş, klasik, dünya müziği, folk ve cazdan beslenen Mammal Hands ısıtacak. Yenilikçi fikirleri notalara döken yeni nesil virtüözlerin yeteneklerine İstanbul’un en yeşil alanlarından biri olan Parkorman’da şahit olmak için daha iyi bir fırsat olamaz.
12 Temmuz Çarşamba
THE LUMINEERS – ADAMLAR
Kuzey amerika’dan dünyaya yayılan bir folk dalgası
Colorado, Denver’in ufacık müzik kulüplerinde başladıkları folk serüvenini tüm dünyaya aktarmayı başarabildi The Lumineers. “Ho Hey” ile 2012’de yaptıkları başarılı çıkışın ardından Bruce Springsteen, Tom Waits, Bob Dylan ve Tom Petty gibi efsanelerden aldıkları ilhamla dünya çapında başarı kazandılar. Gülen yüzlerin ardındaki melankolik hikâyeleri anlatan, birer film senaryosu gibi işledikleri “Stubborn Love”, “Ophelia”, “Angela” ve “Cleopatra” gibi incelikli ve dokunaklı şarkılarıyla ciddi bir hayran kitlesine ulaşan The Lumineers, 10 yıl gibi kısa bir sürede modern folk türünün en büyük grupları arasında yerini sağlamlaştırdı. Konserde The Lumineers öncesinde izleyeceğimiz grup ise Türkiye’nin en gözde yeni nesil topluluklarından Adamlar olacak. The Lumineers ve öncesinde rock müzikle mizahı harmanlayan, içine biraz da ironi katan Adamlar’ı izlemek için tüm müzikseverleri Parkorman’a bekliyoruz.
13 Temmuz Perşembe
+1’li Gece Gezmesi
Kadıköy sokaklarında gece rotası – Kadıköy Moda (Dorock XL, The Wall, Moda Sahnesi, Kadıköy Sineması)
İstanbul Caz Festivali’nin gelenekselleşen etkinliklerinden ’li Gece Gezmesi bu yıl da Kadıköy’ü şahane müzikler dinleyerek karış karış dolaşmak isteyenleri bekliyor. Moda Sahnesi, Dorock XL, Kadıköy Sineması ve The Wall arasında mekik dokuyacağımız gecede solo projesiyle ne kadar başarılı bir şarkı sözü yazarı ve besteci olduğunu yalın fakat derinlikli diliyle kanıtlayan, Duman’ın bas gitaristi Ari Barokas; Türkçe alternatif popa şarkı yazarlığı penceresinden bakan Evdeki Saat; Miles Davis’in Bitches Brew ve Herbie Hancock’un Mwandishi döneminden aldığı ilhamla üretimlerine devam eden beşli Another Bitches Brew; caz, ambient, folk temelli alternatif dilini trompeti ve sesiyle ortaya koyan Barış Demirel “BD Deneyimi”; Akdenizli Arap müziğine progresif bir açıdan yaklaşan İsrailli beşli Sababa 5; Altın Palmiye Ödüllü yönetmen Nuri Bilge Ceylan’ın ilk üç filmi Kasaba, Mayıs Sıkıntısı ve Uzak filmlerinden seçilen 11 sahne üzerine yaptığı doğaçlama besteleriyle tanınan Taşra Üçlemesi Caz Projesi; trompetinin elektro akustik melodilerine sıcak vokaliyle eşlik eden Dilan Baykal; 2022’de üretimine hız veren dream-pop grubu The Flabbies; ferah ve sıcak melodileriyle alternatif müziğimize pozitif hava katan Düşün ile saykodelik space-funk ve rock fusion türlerine attıkları oryantal bakışla dikkat çeken alternatif topluluk Yalnayak, Kadıköy’ün çeşitli sahnelerinde bizlerle olacak. Festivalin bu en hareketli gecesi için Kadıköy sokaklarında buluşalım.
14 Temmuz Cuma
Robert Kolej Konak Teras: Köklü okulun yeşillikler içindeki terasında caz esintileri
Modern insanın yaşamına dair mütevazı hikâyeler anlatan 2022 tarihli albümü Waking World ile müthiş yorumlar alan Youn Sun Nah, festivale ilk kez ev sahipliği yapacak harika bir mekânda izleyicilerle buluşuyor. Seul’de müzikle nefes alan bir ailenin kızı olarak caz ve piyano eğitimini tamamlayan sanatçı, Paris’te yaşadığı dönemde aldığı şarkıcılık eğitimiyle başarısını perçinledi. Güney Kore’de başlayıp Avrupa’ya açılan kariyeri boyunca, pop, rock ve caza çağdaş bir pencereden bakan çok yönlü müzisyen, aynı zamanda sosyal sorumluluk çalışmalarıyla da adından söz ettiriyor. Youn Sun Nah Quartet’ten önce sahnede bir Robert Kolej mezununu, Deniz Taşar’ı ağırlıyoruz. Türkiye’de caz vokaline hem vokal tavrı hem de ses rengiyle yeni bir soluk getiren şarkıcı ve söz yazarı Taşar, film ve dizilere müzik yapıyor ve son albümü Pişman Olunmayan Dünler’e eşlik eden podcast serisi ve sergide olduğu gibi sanatını geniş bir yelpazede icra ediyor. Robert Kolej’in caz alanında fark yaratan mezunlarından birine kulak vermek, ardından Youn Sun Nah Quartet’in büyüsüne kapılmak için okulun Konak Teras’ında buluşuyoruz.
16 Temmuz Pazar
İstanbul’un boğaz sularıyla buluşan swing ruhu
Caz Vapuru bir kez daha şehrin göz bebeği Boğaziçi’ne müzikle ferahlık katıyor. Cıvıl cıvıl bir yaz havasında caz, swing ve eğlencenin kaptanlığında gezintiye çıkacak Caz Vapuru, saat 11.00’de Kabataş İskelesi’nden demir alıp Anadolu Kavağı’na kadar tüm Boğaz hattı boyunca seyredecek. Cazın 1920’lerdeki altın çağına hayranlığıyla bilinen Norveçli Swing’it, otantik melodileri ve neşeli repertuvarıyla Flapper Swing ve swing topluluğu Brassist, coşkulu müzikleriyle eşsiz bir Boğaz gezintisi sunacak. Dinamik swing ve caz melodilerinin tuzlu su ile birleştiği bu etkinliğin, sıcak bir yaz günü için mükemmel bir plan olacağından eminiz.
Kabataş–Anadolu Kavağı–Kabataş Kalkış Noktası: Kabataş İskelesi Kapı Açılışı: 10.00
Kabataş’tan Kalkış: 11.00
Anadolu Kavağı’na Varış: 12.30 Anadolu Kavağı’ndan Kalkış: 14.30 Kabataş’a Varış: 15.30
Etkinlik 7 yaş ve üzerindekilerin katılımına açıktır. Giriş sırasında yaşanabilecek yoğunlukları engellemek için mekâna erken gelmenizi rica ederiz. İzleyiciler vapura 10.00’dan itibaren binebilecektir. Kabataş İskelesi’nde Caz Vapuru’na yönlendirme yapan görevliler olacaktır. Vapur içinde yer alan büfelerden yiyecek ve içecek satışı yapılacaktır. Anadolu Kavağı’nda öğle yemeği için izleyicilerimizin yararlanabileceği restoranlar bulunmaktadır. Bilet ücretine vapurdaki yiyecek ve içecekler veya öğle yemeği dahil değildir. Vapurun açık ve kapalı alanlarında alkollü içecek ve sigara tüketilmesi yasaktır.
Ayrıntılı konser programı için lütfen konserin web sayfasını ziyaret ediniz.
17 Temmuz Pazartesi
FATOUMATA DIAWARA
Boğaz kıyılarında yankılanan cömert bir ses
Müzikle iyileşen, müzikle iletişim kurulan, müzikle yaşanan bir coğrafya: Afrika… Fatoumata Diawara, ileri görüşlülüğü ve zaman kavramını aşan müzikal vizyonuyla Afro- pop’a yeni bir pencere açıyor. 2011’deki güçlü çıkışını sağlayan Fatou ve 2018 tarihli Fenfo albümlerinde toplumsal sorunlara eğilirken aşk dolu pozitif fikirlerden ödün vermeyen Diawara, şarkılarında insanı en yalın hâliyle anlatıyor. Şarkılarını, Mali’nin resmi dili olan Bambaraca ile söyleyen Fatoumata Diawara, Herbie Hancock, Bobby Womack, Flea ve David Crosby gibi isimlerle sahneye çıkıp kayıtlara girmiş, Brit-pop efsanesi Blur’ün solisti Damon Albarn’un Africa Express projesinde de yer almıştı. Müziğe nefes kesici bir artistik vizyon ile yaklaşan Diawara’nın canlı ve rengârenk dünyasını keşfetmek üzere sizleri İstanbul’un en etkileyici manzarasına sahip mekânlarından The Marmara Esma Sultan Yalısı’na bekliyoruz.
18 Temmuz Salı
Amerika’nın kalbinden boğaz’a uzanan güçlü bir tını
LIZZ WRIGHT – ELİF SANCHEZ
Karanlık ve derin alto vokalindeki kusursuz teknikle duygu dolu şarkılar söyleyen Lizz Wright, şarkılarıyla Amerika’nın tarihine ışık tutuyor. Georgia’daki köklerine uygun bir biçimde gospel vokaliyle başladığı müzik kariyerine, doğduğu kıtanın tüm müziklerinden etkilenerek devam eden Wright, her üretiminde imzasını korurken yenilikleri de kucaklıyor. İlk albümü Salt sayesinde farkına vardığımız nazik sesindeki kendinden emin hava, tarzına mütevazı bir güç katıyor. Caz, folk ve Americana türlerini bir araya getirmesi ve dikkat çeken sofistike vizyonu onu yıllar içinde türünün önemli solistlerinden bir hâline getirdi. Güneyli köklerine döndüğü Grace albümündeki birleştirici diliyle övgü alan Lizz Wright’ın bu performansı, festival izleyicisine onunla tanışmak için harika bir fırsat yaratacak. Müzik türleri arasında pürüzsüz geçişlerin yaşanacağı gecede Lizz Wright öncesinde, caz, flamenko ve Latin müziklerine eşsiz vokaliyle hayat veren Elif Sanchez bizlerle olacak.
19 Temmuz Çarşamba
Festivalin 30. Yılında İstanbul Cazının Üç Kuşağı : İMER DEMİRER TRIO FEAT. ALİ PERRET – SELEN GÜLÜN BLUE BAND – İPEK GÖZTEPE QUINTET
İstanbul’da caz müziğinin her zaman kendine has bir yeri oldu. Cazın dünyaya ilk açıldığı yıllarda, 1920’lerde bu müzikle tanışan İstanbul, ülkemizin ilk caz orkestralarına, ilk caz kulüplerine evsahipliği yaptı, yerel caz müzisyenleri kendilerini ilk defa bu şehirde gösterdi. Bugün İstanbul, yıllar içerisinde yetiştirdiği dünya çapındaki caz müzisyenleri, festivalleri, mekânları, müzik okulları ve yarattığı ekollerle Türkiye’nin caz başkenti olarak anılmayı hak ediyor. İstanbul Caz Festivali, 30. yılının son konserinde şehrin müziğini ve farklı kuşaklarıyla “İstanbul cazı”nı kutluyor. Konserin müzik direktörü Selen Gülün’ün takdimiyle başlayacak özel gecede ilk olarak, Nardis Genç Caz Vokal Yarışması ve Genç Caz+ gibi etkinliklerde dikkat çeken 1997 doğumlu caz vokalisti İpek Göztepe’nin beşlisini dinleyeceğiz. Gecenin devamında, 2022’de aynı isimle yayımladıkları albümle büyük beğeni toplayan Selen Gülün Blue Band sahnede olacak. Besteci ve piyanist Gülün’ün orkestra için yazdığı müzikleri birlikte seslendireceği bu kadroda, caz sahnemizin önde gelen sanatçıları bulunuyor. İstanbul’da olduğu kadar Türkiye’de de caza büyük katkıda bulunmuş öncü isimlerden oluşan İmer Demirer Trio’yla gece sonlanacak. Trompetçi Demirer’e davulda Can Kozlu eşlik edecek, bazı parçalarda saygın caz piyanistimiz Ali Perret de sahneye konuk olacak. Festivalin bu yılki Yaşam Boyu Başarı Ödülü’nün sahibi Can Kozlu’ya da ödülü bu gecede takdim edilecek.
*İstanbul Caz Festivali ile ilgili daha detaylı bilgi için broşüre buradan ulaşabilirsiniz.