15.Contemporary İstanbul kapsamında düzenlenen Contemporary İstanbul Plugin Yeni Medya alanı üzerine serginin küratörü Esra Özkan ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
Bu yıl Post temasıyla açılan PLUGIN Yeni Medya alanından bahseder misiniz? İzleyiciyi neler bekliyor?
Contemporary Istanbul Plugin bu yıl sekizincisi düzenleniyor. 2018’den bu yana da Siemens Ev Aletleri sponsoru. İleri teknolojiyi estetik tasarımlarla bir araya getiren Siemens ile teknoloji ve sanatı bir araya getiren Plugin’in vizyonu birbiriyle büyük bir uyum gösteriyor. İnsan faktörü “yapay zekâ”nınolmazsa olmaz faktörü. Yapay zekâ, insan hareketlerinin ve ev aletlerinin çalışma şekillerinin dijital iz düşümleri ve bu izdüşümlerinden elde edilen tüm malzemelerin ve uzmanlık bilgilerinin harmanlanması amacı ile kullanılıyor. Yapay zekânın algoritma kullanımı, veriyi değerlendirme yeteneğiyle; düşüncelerimizin ötesinde yeni ve özgün kombinasyonlarla geliştirilmiş yeni bir bakış açısı sunuyor. Evin içinde veya dışında, yaşamın tüm alanlarında ev aletleri ile rahatça bağlantı kurulmasını sağlayan, yaşamın dinamizmine kolayca ayak uydurabilen akıllı teknolojiler artık hayatlarımızın bir parçası.
Plugin 2019 RW. [material] teması ile yola çıkmıştık ve hammaddeyi keşfetme arayışındaydık. RW. [post-] teması ile 2019’dan bugüne keşfedilen hammaddenin nasıl işlendiğini gösteren, ilk yıldan aldığı verilerle devam eden bir kürasyonsunuyor. Bu yıl ise teması RW. [post-] ve tema dahilinde insan-makine iletişimindeki akışa, yapay reprodüksiyonlara, yapay zekaya, birbiri içine geçen ve ayrılan yeni medyanın estetik dili ile sınırlı kalmayan aynı zamanda biyo sanat gibi alanlara ve gelecek üzerine düşündüğümüz bu günlerde yeniden üretmek üzerine olan inşaya odaklandık. “Post” sıklıkla kendinden sonra gelen olarak kullanılıyor ama biz bugünü tanımlıyoruz.
Plugin bu yıl on yedi sanatçısını ağırlıyor. Yapay zekâ özelinde eserler üreten Mario Klingemann, Sofia Crespo, h.o gibi önemli yabancı sanatçılar yer alıyor. Ayrıca AR alanında insan sonrası döneme gönderme yapan Ahmet Rüstem Ekici, Hakan Sorar, yerleştirme olarak Void, Güvenç Özel, Bio sanat tarafında Ece Gözen, NFT tarafından Pazar yerlerinde ismini sıklıkla gördüğümüz Murat Yıldırım, Maxim Zhestkov, genetik mühendisliğiyle bitki, hayvan ve insan formlarıyla kurguladığı fotoğraflarıyla Yonca Karakaş, Ayrıca, dijital sanatlar alanında üretimlerini gerçekleştiren üretimleri Onur Sönmez, Can Büyükberber, Enes Özenbaş & Ethem Cem, Mert Kızılay & Hakan Gündüz yer alıyor.
Dijital sanatı, doğal ile yapay zekânın iç içe geçtiği bu çağda sanat ve bilim açısından nasıl değerlendirirsiniz?
Sadece teknolojinin gelişmesi değil bio teknolojilerin gelişmesiyle yükselen bio sanat bu alanında önemli bir köşesini tutuyor diyebilirim. Bio sanat alanında uzun zamandır çalışan biri olarak bu alandaki gelişmelerin hızlanarak büyüyeceği aşikar. Sadece bio sanat’ta değil, beyin bilgisayar arayüz tasarımları üzerine yapılan son yıllardaki çalışmalar, nörobilim özelindeki gelişmeler sanat ve bilimin iç içe geçen yapılarında başarılı işlerin çıkaracağını düşünüyorum.
Türkiye’nin dijital sanatta dünyadaki yerinden bahseder misiniz? Son gelişmeleri, NFT örneğin ne kadar takip ediyoruz?
Bu alanda önemli sanatçılarımız yer ve yurt dışında da çokça biliniyorlar. Ben her yurt dışına konferansa, festivale gittiğimde mutlaka birkaç isimi aynı anda duyuyorum. NFT’iise ayrıca ele almak gerekiyor, dijital sanatlar dediğimiz yerde NFT sadece bir ödeme aracı ve akıllı kontratlar olarak değerlendirmeliyiz. Ancak tabi, Pazar yerlerini çok önceden giren ve bilinir olan önemli sanatçılarımız var.
NFT’nin koleksiyonerler için avantajları neler, sanat dünyasına ne katıyor?
İzleyici, koleksiyoner ve sanatçı için ayrı ayrı birçok avantajı var. Ancak bunlardan en dikkat çekenleri; Kopyalanmaması açısından tabi ki önemli bir avantaj. Blokzincir teknolojileri birer akıllı kontrat ve bu akıllı kontratlar hem sanatçının telif haklarını hem de koleksiyonerlerin haklarını koruyor. Bir diğer ise sanatçıya erişebilir, ulaşabilir olma diyebilirim.