1975 Fransa doğumlu Philippe Nigro çağımızın en önemli tasarımıcıları arasında gösteriliyor. 1999 yılından beri bağımsız çalışan Nigro, bir çok ödüllü mobilya, aydınlatma, iç mekan tasarımına imzasını attı, bir çok tasarım projesinde yer aldı. Kendisini Milan Design Week’te yakaladık ve olaylar gelişti…
Röportaj: Ekin ALTINAKAR
Seni kısaca tanıyabilir miyiz?
Yaklaşık 15 senedir ürün, mobilya, sahne tasarımı, endüstriyel tasarım ve el sanatları alanlarında çalışıyorum. Ayrıca Fransa ve İtalya’nın zengin ve iç içe geçmiş kültürlerini deneyimliyorum.
Bir tasarım yolculuğunun başlangıç noktasını anlatabilir misin?
Müşteriyi tanımak ve müşterinin ihtiyaçlarını anlamak. Sonrasında müşteriyle ortak bir dil oluşturabilmek için işe eskiz çizim ve araştırmalarla devam edip, beklenmedik durumları ön görerek, hedeflenen sonuçlara ulaşmak.
Nelerden ilham alıyorsun?
Gündelik hayattan ve en çok da sanat, mimari ve kültürel çevremizi oluşturan şeylerden. Ayrıca seyahat etmek de çok ilham verici. İlham tabii ki gözlemden geliyor.
Kültürel ve artistik takıntıların neler?
Modern ve çağdaş hazır yapım ürünler, içinde endüstriden objelerin olduğu “nouveaux réalistes” sanat eserleri.
Formlarını nasıl tanımlarsın?
Projeye ve müşteriyi düşünerek yaptığım ürüne göre değişiyor. Genellikle üst üste binen, kesişen, yeni bir şekil yaratmak için birbirleriyle buluşan formlarla oynamayı seviyorum. Ama belli bir tipolojiye sahip projelerde ayrık kalmanın da önemli olduğunu düşünüyorum. Önemli olan malzemeler veya işlevsellikle, formda yenilik yaratmaya çalışmak.
Favori malzemelerin hangileridir?
Ahsap ve metal daha iyi bildiğim materyaller ama aynı zamanda cam, deri ve taşı da öğrenmeye başlıyorum. Bu, bir projede her zaman keşfedilecek, öğrenilecek birşeyler olduğu anlamına geliyor; bir yöntem yada malzemeyi zanaatkarlar ve üreticilerden öğrenmeye çalışıyorum.
Yaratıcı sürecin nasıl işliyor?
Sürüyle eskiz, 2 boyutlu ve 3 boyutlu çizimler, fotomontaj, model ve prototipler. Model ve prototipler elbette üretici firmayla diyalog ve işbirliğinden doğuyor.
Projelerinin getirmesini istediğin tepkiler neler?
İnsanların projelerimi zeki ve fonksiyonel bulmasının yanı sıra gizli işlevler veya şekil değiştirme olanağıyla, kullanıcıları şaşırtması hoşuma gidiyor.
Ne tür projeler üzerinde çalışıyorsun?
Milano’daki fuarın ardından şimdilerde, bilgi aktarımı yapmadan araştırma yapabileceğim ve düşünebileceğim sakin, kısa bir dönem var. Ayrıca beraber çalışmaktan keyif aldığım üreticilerle işbirliğine devam ederken ayrıca yeni birkaç işbirliği daha hayal ediyorum.
Markalarla işbirliği yaparken nasıl bir bağ kuruyorsun?
Güzel duygular ve üreticilerle iyi bir işbirliğinin sonuçlarını, üründe görebilirsiniz diye düşünüyorum.
Bilhassa etkileyici veya rahatsız edici olarak öne çıkan bir projen oldu mu?
Neyseki, ne bütün işbirlikleri aynı ne de bütün markalar; bu da bazen başlangıçları çok kolay olmayan ama genellikle benim açımdan iyi olan, güçlü ve zengin bir sürü farklı tecrübe demek oluyor.
Bir iç mimar/endüstriyel tasarımcı olarak ne gibi zorluklarla karşılaşıyorsun?
Genellikle en zoru iyi bir ürün yapmaya yoğunlaşırken, güçlü fikirler, güzel materyaller ve üretim maliyeti arasındaki dozu iyi ayarlamak. Ama üreticilerle beraber bu noktada da her zaman en iyi çözümü bulmak için uğraşıyoruz.
Senin “hayal projen” ne olabilir?
Şimdiye kadar çok şanslıydım, her yeni proje bir bakıma hayal projeydi. Lexus, Hermès, Ligne Roset, Triennale, Bacarrat ile çalışma fırsatım oldu ve her biri de uygulayarak öğrenmem gereken birer tecrübe oldu. Yani diyebilirim ki üzerinde çalışılabilecek bir sürü ‘hayal’ tema var.
Dünden bugüne tasarıma bakışın nasıl bir evrim geçirdi?
Esasen tasarım benim için, kullanıcının ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak, form, fonksiyon ve renkler arasında bir diyalog kurma yolu. Tasarımın bir sürü farklı dil, kültür, bilgi ve altyapıdan insanı bir araya getirmesi, türlü insan kategorisine ulaşma kapasitesi ve tasarımın, içinden geçtiğimiz zamana şahitlik ediyor olmasi bende gün geçtikçe daha fazla hayret uyandırıyor.
Günümüzün zor ekonomik şartlarını ele alırsak, iyi tasarım nasıl bir rol oynuyor?
İyi tasarımdan çok, tutarlı olmaya çalışan, çevreye duyarlı, ayrıca zamana ve modaya karşı direnirken kullanıcıyla ürün arasında yoldaş ilişkisi kuran güvenilir tasarım olabilir.
Yakın gelecekte sence hangi “trend”ler öne çıkacak?
Trend’ler hakkında fazla birşey söyleyemeyeceğim.
Yaptığın işlerin çağdaşlarından daha başarılı ve ileri kabul edilebilmesinin birkaç sebebini sıralayabilir misin? Teşekkürler ama bunu doğrulayabileceğimden emin değilim. Her tasarımcının kendine özgü bir tarzı var ve “özel” insanlarla görüşmelerden, profesyonel hayatı etkileyen kişisel tecrübelerden konuşmak daha ilgi çekici. Bunun sebeplerinden bahsetmenin çok uygun olduğundan emin değilim, daha çok tecrübelerle alakalı.
Gelecek projelerinden bahseder misin?
Üreticilerle ilişkilerimi güçlendirmek istiyorum ayrıca yeni işbirlikleri ve beklenmedik tecrübelerin beni şaşırtmasını isterim; yani göreceğiz.