Yayoi Kusama’dan bahsedildiğinde akla ilk gelen şeyler arasında; balkabakları, benekler, turuncu renk ve sonsuzluk aynası enstalasyonları yer alır. Kolajlar ise, Japon sanatçının eserlerinin daha az bilinen bir yerini oluşturuyor. Ancak Kusama, 80 ve 90’lı yıllarda pek çok doğa kolajı üretti ve bu çalışmaların 1980-81 aralığından seçilen parçaları, Omer Tiroche Gallery sayesinde, New York’taki Armory Show’da yeniden sergilenecek.
Kuşlar, böcekler ve ağaçlar gibi doğadan önemli ögelerin yansıdığı fotoğraflar, Kusama’nın kişisel imzası niteliğindeki grafik çizgileri ile bir araya gelerek hücre benzeri -yabancı bir organizmanın mikroskop altındaki incelemesini andıran- bu kolajları oluşturuyor. Sanatçı, bu çalışmalarıyla sanat ve bilimi aynı çerçevenin içinde var eden, bir pencere açıyor.
Seri, Kusama’nın ölümüne dek yakın bir arkadaşlıkla bağlı olduğu, avant-garde sanatçı Joseph Cornell’a saygı duruşu niteliğinde yaratıldı. Cornell, Yayoi Kusama’ya, daha sonra Kusama’nın da yaptıklarına benzer, doğayı içine dahil eden deneysel parçalar yolluyordu. Kusama’nın doğa kolajları ise, Japonya’daki bir akıl hastanesine yatmasının ardından, kapana kısılmışlık ve özgürlük temalarına dokunarak oluşturuldu.
Hayli verimli ve anında tanınabilen çalışmalarıyla ünlü Kusama’nın retrospektifinde daha az bilindik olan bu eserler, 8 – 11 Mart 2018 tarihleri arasında New York’taki Armory Show‘da sergilenirken; Yayoi Kusama’nın “Pumpkin Paintings” sergisi de bu etkinlikle paralel bir şekilde 2 Mart – 1 Haziran 2018 tarihleri arasında, Londra’daki Omer Tiroche Gallery’de gösterilecek.
A Nest (1981) |
Bird (1980) |
Mantis (1981) |
Night (1981) |
The Sea (1980) |