Almanya’daki Neues Museum Nürnberg ve Hamburger Kunsthalle ile Hollanda’nın Lahey kentindekiGemeentemuseum Den Haag ve Arter, çağdaş sanatçı KP Brehmer’e (1938–97) adanmış kapsamlı bir sergi açtılar.
Sanatçının sekseninci doğum yıldönümü vesilesiyle gerçekleştirilen sergi, KP Brehmer’in 30 yılı aşkın üretiminden geniş bir seçki sunuyor. Küratörlüğünü ortak yapımcı kurumlar adına Eva Kraus, Petra Roettig, Daniel Koep ve Selen Ansen’in birlikte yaptıkları “Sanat ≠ Propaganda” başlıklı sergi, KP Brehmer’in güçlü sanatsal dilinin günümüzdeki izdüşümlerini araştırıyor.
17 Şubat 2019’a kadar Almanya’daki Neues Museum Nürnberg’de ziyaret edilebilecek olan “Sanat ≠ Propaganda”, 2019’da Hamburg ve Lahey’de sergilendikten sonra Mart 2020’de İstanbul’da Arter’in yeni binasında izleyicilerle buluşmayı bekliyor.
Paul (Klee) İçin Mona (Lisa) 1985
Tuval üzerine emülsiyon boya 180 x 120 cm
KP Brehmer Koleksiyonu ve Vârisleri, Berlin © VG Bild-Kunst, Bonn, 2018
Fotoğraf: Roman März
KP BREHMER
1938’de Berlin’de doğan KP Brehmer (tam adıyla Klaus Peter Brehmer), baskı teknikleri üzerine öğrenim gördü ve sanatsal üretimine gravür çalışmalarıyla başladı. 1960’lı yıllardan itibaren, kapitalizmin dinamiklerini ve toplum üzerindeki etkilerini görselleştirmeye yönelik işler üretti. 1971’den 1997’deki ölümüne kadar Hamburg’daki yüksek sanat okulunda öğretim görevlisi olarak çalışan Brehmer, atölyelerde öğrencilerle birlikte kolektif sanat üretiminin imkânlarını araştırdı.
KP Brehmer’in tüketim toplumuna eleştirel bir bakış açısı getiren çalışmaları kavramsal anlamda Konrad Lueg, Sigmar Polke, Gerhard Richter ve Wolf Vostell’in 1963’te gerçekleştirdikleri bir sergi etrafında oluşturdukları Kapitalist Gerçekçilik akımıyla ilişkilendirilir. Ancak Brehmer, bu akıma yakın olmasına rağmen, tamamen kendine özgü bir dil geliştirmiştir. Görsel ve yazılı basının kullandığı kitle iletişim yöntemlerini (diyagram, harita, istatistik, anket vb) ödünç alan sanatçı, medyanın aldatma ve yönlendirme taktiklerini gözler önüne serer. Kullandığı erişilebilir sanatsal dil sayesinde KP Brehmer sanatın toplumda siyaset, tarih ve çevre gibi meselelere dair ilgi ve farkındalık yaratabileceğini hatırlatır.