İstanbul Modern’in düzenlediği “Sen Söyle” adlı yeni sergisi Levent Çalıkoğlu küratörlüğünde, Canan Tolon’un 1980’li yıllardan günümüze uzanan sanatsal birikiminden bir kesit niteliğinde izleyiciye sunuluyor. “Sen Söyle”, Tolon’un çizimden fotoğrafa, resimden yerleştirmeye uzanan kendine özgü ifade ve teknik arayışını görünür kılıyor. Tolon’un sanatındaki dönüşüm ve gelişimin ikonik örneklerini bir araya getiren sergi, aynı zamanda sanat tarihinde yerini almış kimi çalışmasının da yeniden üretimine yer veriyor.
Canan Tolon’un çalışmalarının merkezini kendisini sürekli yenileyen doğa ve bir kültürel girişim olarak mimarlığın bıraktığı izler oluşturuyor. Tolon, her iki varoluşun birbiri üzerindeki etkisi, birbirlerine gösterdikleri direnç ve karşılaşmalarından doğan çelişki ve sonuçlar etrafında düşünsel ve görsel bir dünya tasarlıyor. İzleyicisini gördüğü imgelerin gerçek mi yoksa yanılsama mı olduğu konusunda ikircikliğe iten, fotoğraf mı yoksa resim mi sorusunu canlı tutan deneysel çalışmaları her zaman için yaşam ve ölüm arasındaki sınırı akla getiriyor.
Çalışmalarında çim tohumu, su gibi doğal malzemeler kullanan, tuvallerinin üzerlerine yerleştirdiği metal parçalarını açıkhava koşullarının etkisine bırakarak bir nevi doğanın resimde canlanmasını sağlayan Tolon, zamanın izlerini resimlerinin oluşumu için önemli bir başlangıç noktası olarak kurguluyor.
Uçsuz bucaksız ve terkedilmiş sonsuz coğrafyaları gösteren kompozisyonlarındaki mimari kesitler, yıkım, inşa ve yeniden inşa süreçleri ile insanlığın doğa karşısındaki mücadelesini akla getiriyor. Her bir detayın boya ile inşa edildiği bu resimlerde Tolon, insanın doğayı değiştirme ve dönüştürme süreçlerinin yarattığı kaos, mücadele ve belirsizliği tedirgin edici bir atmosferde yansıtıyor.
Araştırma alanlarının çeşitliliği ve düşünsel açılımının zenginliği açısından şüphesiz kuşağının en özgün, en yaratıcı sanatçılarından biri Canan Tolon. Serginin bir araya getirdiği bütünlük onun hem kendisini hem de günümüz insanını her açıdan etkileyen doğa ve çevre, mimarlık ve kültür hakkında yeniden düşünmemize olanak tanıyor.
Sergi, 2 Şubat 2020 tarihine kadar İstanbul Modern’in geçiçi mekanında görülebilir.