Vehbi Koç Ankara Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi’nden Yeni Sergi:
“İstiklalden İstikbale Çocuk Davamız”
Koç Üniversitesi Vehbi Koç Ankara Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (VEKAM), izleyicileri tarihimizin önemli bir dönemine tanıklık etmeye davet ediyor. İstiklalden İstikbale Çocuk Davamız sergisi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde yenilikçi bir temele oturtulan kimsesiz çocukların korunması uygulamalarına ışık tutuyor. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e konunun tarihini; cephe gerisinde kararlılıkla verilen mücadeleleri; Himaye-i Etfal Cemiyeti, Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumu, Atatürk Çocuk Yuvası gibi öncü kurumları inceleyen sergi, 15 Temmuz’a kadar Çankaya Belediyesi Zülfü Livaneli Kültür Merkezi’nde görülebilir.
Koç Üniversitesi Vehbi Koç Ankara Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (VEKAM), Osmanlı’dan Cumhuriyet’e çocuk himayesini anlatan İstiklalden İstikbale Çocuk Davamız başlıklı sergiyi ziyaretçilerle buluşturdu. Koruyucu Aile, Evlat Edindirme Derneği (KOREV) iş birliği ve Çankaya Belediyesi’nin katkılarıyla gerçekleştirilen sergi, Himaye-i Etfal Cemiyeti’nin kuruluş yıldönümü vesilesiyle Çankaya Belediyesi Zülfü Livaneli Kültür Merkezi’nde ziyarete açıldı. Küratörlüğünü VEKAM ekibinden Alev Ayaokur, Arzu Beril Kırcı ve Mehtap Türkyılmaz’ın üstlendiği sergi, 15 Temmuz’a kadar devam edecek.
Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde yenilikçi devlet adamları ve aydınların çabalarıyla bir temele oturtulan çocuk koruma uygulamalarına odaklanan İstiklalden İstikbale Çocuk Davamız sergisi arşiv belgeleri, ses kayıtları gazete kupürleri, obje, fotoğraf ve videolardan oluşan 400’e yakın içeriği izleyicilerle buluşturuyor. Kâzım Karabekir Paşa’nın cephede çocuklar için verdiği kararlı mücadeleyi, Dr. Fuad Umay’ın adanmışlığıyla zorlu ekonomik koşullar altında kurulan Himaye-i Etfal Cemiyetini, çocuk haklarını gözeten, sağlıklı ve mutlu çocuklar yetiştirmeyi memleket davası kabul eden Türkiye Çocuk Esirgeme Kurumunu, verdiği donanımlı hizmetler ile yurt dışında örnek kabul edilen Atatürk Çocuk Yuvasını inceliyor.
Geleceğin teminatı çocukların geçmişten günümüze uzanan öyküsü
İstiklalden İstikbale Çocuk Davamız sergisinin temel odak noktasını 19. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu’nun toprak kayıplarıyla başlayan göç hareketliliği ve ardı ardına gelen savaşlar nedeniyle kimsesiz ve devlet korumasına muhtaç hale gelen çocuklar oluşturuyor. Sergi, Balkan ve I. Dünya Savaşlarının ardından cephe gerisinde kararlılıkla ve incelikle himaye altına alınan kimsesiz çocuklara dair Cumhuriyetle birlikte kurumsallaşan uygulamalara ışık tutuyor.
Serginin küratörlüğünü üstlenen Alev Ayaokur, Arzu Beril Kırcı ve Mehtap Türkyılmaz dönemin şartlarını şöyle özetliyor: “Ardı ardına gelen ve uzun süren savaşlarla birlikte büyük bir çıkmaz hâline gelen kimsesiz çocuklar sorunu, cephe gerisinde Millî Mücadele’ye toplumsal bir sorumluluk yüklemiştir. Kâzım Karabekir Paşa’nın yollarda ölüme terkedilmiş çocukları himayesine alması; Fevzi Çakmak Paşa’nın Batı Cephesi’nden telgrafla gönderdiği, yanmış köylerde perişan hâlde kalan binlerce çocuğun himaye edilmesine dair talebi, yaşanan yardıma muhtaç çocuk sorununun boyutlarını gözler önüne seriyor. Bu dönemde geleceğin teminatı olan nesillerin korunmasında önemli rol oynayan Himaye-i Etfal Cemiyeti, ülkesini seven, sağlıklı, ilim ile donatılmış gürbüz çocuklar yetiştirilmesinde kurulduğu günden itibaren Mustafa Kemal Atatürk’ün desteğini alıyor. Cemiyet, özellikle Cumhuriyet’in ilanından sonra Türkiye’nin sosyal devlet anlayışının gelişmesinde ve sosyal hizmet politikalarının belirlenerek şekillenmesinde de büyük rol oynuyor.”
Ziyaretçiler sergide, kimsesiz çocukların yetiştirilmesine ve eğitimine büyük önem veren Kazım Karabekir Paşa’nın, Himaye-i Etfal Cemiyeti’nin yanı sıra dönemin pek çok farklı kurumunun oluşumunda imzası olan Dr. Fuad Umay’ın gayretlerini de belgelerle gözlemleme fırsatı buluyor.
İstiklalden İstikbale Çocuk Davamız sergisi, kendi kaderini kendi eline alan bir milletin istikbâli olarak görülen çocukların zorlu şartlar altında hayatla mücadele edebilmesi hedefiyle özel olarak oluşturulan eğitim programlarına da ışık tutuyor.
Koç Üniversitesi VEKAM, KOREV ve Çankaya Belediyesi iş birliğiyle gerçekleştirilen bu sergi, tarihsel bir perspektiften çocuk himayesinin önemini vurgulamanın yanı sıra ziyaretçilere önemli bir sosyal ve kültürel deneyim sunuyor. Sergi, geleceğin mimarı olan çocukların himayesinin geçmişten günümüze uzanan önemini ve öyküsünü kavramak isteyen tüm ziyaretçiler için 15 Temmuz’a kadar açık olacak.
VEKAM Hakkında
Başkent Ankara ve çevresiyle ilgili araştırmalar yapan Koç Üniversitesi Vehbi Koç Ankara Araştırmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (VEKAM), bilim, kültür ve sanat dünyasına hizmet amacıyla 1994 yılında kuruldu. VEKAM bünyesinde, Vehbi Koç’un hayatına ait belgelere dayanarak gerçekleştirilen çalışmaların yanı sıra Ankara ve çevresinin kültürel mirasının, tarihinin ve ekonomisinin araştırılması, belgelenmesi ve korunmasına yönelik akademik çalışmalar yürütülmektedir. VEKAM ayrıca Ankara ve çevresi ile ilgili kitap, tez, makale ve süreli yayınlardan oluşan kapsamlı uzmanlık kütüphanesi ve zengin arşiviyle her yaştan araştırmacıya hizmet sunmaktadır. Ankara konusunda dünya çapında bir başvuru kaynağı olmak VEKAM’ın öncelikli hedefleri arasında yer alırken, VEKAM Yayınları da her geçen gün gelişen bir kaynak haline gelmektedir. Bu doğrultuda, Ankara Araştırmaları Dergisi adında yılda iki kere yayımlanan hakemli bir dergi de çıkartmaktadır.
Koç Üniversitesi Hakkında
1993 yılında, en yetkin mezunları yetiştirmek, bilimin sınırlarını ilerletmek ve bu alanlarda ülkemize, insanlığa ve Türkiye’ye hizmet etmek misyonuyla kurulan Koç Üniversitesi, uluslararası düzeyde eğitim veren bir kurumdur. 22 lisans, 44 yüksek lisans ve 30 doktora programı bulunan Koç Üniversitesi’nde öğrenim gören öğrencilerin yüzde 68’i burslu olarak eğitim görmektedir. Koç Üniversitesi’nde öğrenim gören 9.000’e yakın öğrenci bulunuyor. Koç Üniversitesi’nin lisans ve yüksek lisans programlarından bugüne değin 20.000’in üzerinde öğrenci mezun oldu. Koç Üniversitesi, dünya standartlarında geniş laboratuvar, bilgi işlem ve araştırma olanaklarıyla, öğretim üyesi başına düşen bilimsel makale sayısında Türkiye’deki eğitim kurumlarının arasında en üst sıralarda yer alır.