Batı sanatının tarihi boyunca sayısız tablo üretildi, ancak sadece birkaçı zamansız ikonlaştı
İşte tüm zamanların en ünlü 20 tablosu.
1- Leonardo Da Vinci, Mona Lisa (1503–1519)
İtalya’nın Floransa şehrindeki Rönesans sırasında Leonardo da Vinci tarafından kavak bir pano üzerine Sfumato tekniği ile resmedilmiş 16. yüzyıl yağlı boya portresidir. Tabloda oturmuş bir kadın resmedilmiştir, kadının yüzünün kime ait olduğu hala gizemini korumaktadır. Yüz ifadesindeki belirsizlik, kompozisyonundaki anıtsallık, atmosferdeki ilginçlikler, tablo hakkındaki çalışmaları devam ettirmektedir. Resim Paris’teki Louvre Müzesi’nde Francesco del Giocondo’nun karısı, Lisa Gherardini Portresi başlığı altında sergilenmektedir.
2- Johannes Vermeer, with a Pearl Earring (1665)
Çoğu insan tarafından ¨Kuzeyin Mona Lisa’sı¨ olarak düşünülen ¨İnci Küpeli Kız¨, 17. yüzyılın Alman ressamı Johannes Vermeer tarafından resmedildi. Bakıldığında oldukça basit görünen bu portre ise aslında fazlasıyla gizemli! Başrolünde sadece inci bir küpe takan kız görülse de kızın kimliği etrafındaki spekülasyon, Vermeer’in metresi olmaktan onun 15 çocuğundan biri olmaya kadar uzanıyor. Kızın saçlarının altın rengi, elbisesiyle zıtlık yaratan mavi bir bantla bağlı olması, arka fonun karanlığını denkleştirerek resme aydınlık kazandırıyor. 1665 yılı civarında yapılmış olan bu ünlü eser, Hollanda’daki Mauritshuis Galerisi’nde sergilenmektedir.
3- Sandro Botticelli, The Birth of Venus (1484–1486)
Botticelli’nin ünlü eseri ¨Venüs’ün Doğuş’u¨, etkili Floransa hanedanı Medici tarafından yaptırılmıştır. Mona Lisa’da yapıldığı gibi geleneksel ahşap panelleri kullanmak yerine tuval üzerine sulu boya ile resim yapmak, o dönemde popüler olan geleneksel malzemelerden bir kopma gösterdi. Antik dünyayı referans alarak ortasında nü bulunan bu eser, Rönesans döneminin büyük bir hazinesidir. Yunan mitolojisinde Afrodit, Roma mitolojisinde ise Venüs olarak bilinen güzellik ve aşk tanrıçasının doğuşunu resmeden ressamın 1482 ile 1486 yılları arasında yaptığı bu ünlü eseri Floransa’daki Uffizi Galerisi’nde sergilenmektedir.
4- Vincent van Gogh, The Starry Night (1889)
Hollandalı sanatçı Vincent Van Gogh, post-empresyonist dönemin öncülerinden olarak bugünkü modern sanatı oluşturan ressamların başında geliyor. Gerisinde oldukça ünlü eserler bırakan ünlü ressam, ¨Yıldızlı Gece¨ tablosunu, akıl hastalıkları sebebiyle bir dönem yattığı akıl hastanesinde çiziyor. Suni renk paletinden kullandığı ağırlıklı olarak mavi ve altın sarısı tonlarını içeren tablo, Van Gogh’un hastane odasından gördüğü Saint-Remy-de-Provence şehrinin kendi hayal dünyasındaki yorumu olarak biliniyor. Tabloda görülen bu manzara, Van Gogh’un akıl hastanesindeki odasından görülen gerçek bir görüntü olsa da resimde görülen köy ve kilise kulesi ise tamamen sanatçının hayal gücüyle yaratılmış unsurlar olarak görülüyor. Hastane odasından bakıldığında böyle bir köy ve kilise görülmemesi, sanat tarihçileri tarafından ressamın memleketi olan Hollanda’nın mimarisinden esinlenerek çizdiği düşünülen bu eseri, New York’taki The Museum of Modern Art’ta sergilenmektedir.
5- Gustav Klimt, The Kiss, 1907–1908
Kendi altın döneminin en üst zamanlarında Klimt tarafından çizilmiştir. Modern dönemin en iyi eserlerinden biri olarak bilinir. Yağlı boya ile çizilmiştir. Resimdeki kadının elbisesi ve hatları oldukça belirgindir. Günümüzde Viyana’da bulunan Belvedere galerisinde sergilenmektedir.
6- James Abbott McNeill Whistler, Arrangement in Grey and Black No. 1, 1871
1871 yılında Amerikalı ressam James Abbott McNeill Whistler tarafından yapılan bu resmin Arrangement in Grey and Black, No.1 gibi bir ismi daha var. Ressam çalışmasında kendi annesi Anna McNeill Whistler’i resmediyor. Victorya döneminin Mona Lisa’sı olarak kabul edilen bu resim hakkında pek çok iddia mevcut ancak bu iddiaların hiçbiri kanıtlanmış durumda değil. Bunlardan biri resimdeki gibi bir oturma pozisyonunun olmadığı, ressamın annesini özel bir şekilde oturttuğu yönünde.
Bu eser, annelik ve aile değerlerine yönelik olarak askeriye posterlerinde sıkça kullanılmış. Yani erkekleri askere alırken “Anneniz için savaşın” gibilerinden propagandaya maruz kalmış bu resim. 1934 yılında da ABD posta servisi bu resimden pul yaparak altına da “Amerika’nın annelerinin anısına” yazılmış. Resmi Paris’teki Musee d’Orsay’da sergilenmektedir.
7- Jan van Eyck, The Arnolfini Portrait (1434)
Van Eyck İtalyan tüccar Giovanni di Nicolao Arnolfini ve müstakbel eşini Bruge’deki evlerinde resmetmiştir.Batı sanatının en kompleks ve orijinal eserlerinden biri olarak kabul edilen eser Londra’da National Gallery’de sergilenmektedir.
8- Hieronymus Bosch, The Garden of Earthly Delights
Hollandalı ressam Hieronymus Bosch’un 1503 ve 1504 yılları arasında yaptığı bir tablodur. Bu ünlü tablonun sol panelinde, Adem ile Havva ve harikulâde hayvanlar eşliğinde cennet tasvir edilir. Orta panelde pek çok çıplak figür, eşsiz güzellikte meyveler ve kuşlarla birlikte dünyevi zevkler; sağ panelde ise günahkârların değişik biçimlerde cezalandırılışının gösteridiği cehennem resmedilmiştir.Bir triptik olan eser 1939’dan beri Madrid’deki Prado Müzesi’nde sergilenmektedir.
9- Georges Seurat, A Sunday Afternoon on the Island of La Grande Jatt (1884–1886)
Ressam Seurat Park’ına giderek ve orada oturarak değişik figürlerin eskizlerini yapmıştır ve bu figurleri eskizlerden ana tablo üzerine geçirerek tabloyu oluşturmuştur. Chicago’da Art Institute’de serglenmektedir.
10- Pablo Picasso, Les Demoiselles d’Avignon (1907)
1907 yılında Pablo Picasso tarafından yapılan tartışmalı ve devrim niteliğindeki bu resimde 5 çıplak kadın resmedilmiştir. Picasso’nun Iberya tekniğiyle resmettiği bu eserde kadınlar yabansı bir biçimde resmedilmiş durumdadır. Kübist akımın öncüllerin biri olarak kabul edilen bu resim New York’taki MoMa’da sergilenmektedir.
11- Pieter Bruegel the Elder, The Harvesters (1565)
Hollandalı ressam Pieter Bruegel’in 1565 yılında tamamladığı ahşap pano üzerine yağlı boya tablosudur. Bruegel’in yılın farklı dönemlerinin konu edindiği altılı serisinin günümüze kalan beş yapıtından, sonbahar başlangıcının tasvir edildiği yapıtıdır. Bu serinin Avrupa kıtası dışında bulunan tek parçasıdır. Diğer dört eserden Kasvetli Gün, Sürünün Geri Dönüşü ve Karda Avcılar, Viyana Sanat Tarihi Müzesinde, Saman Hasadı ise Prag’da Lobkowicz Collections’da bulunmaktadır. Eser New York Metropolitan Müzesinde sergilenmektedir.
12- Édouard Manet, Le Déjeuner sur l’herbe (1863)
O döneme kadar Diego Velázquez ve Francisco Goya gibi İspanyol ressamlardan etkilenen Manet’nin bu tablosu, İtalyan Rönesans ustalarına göndermeler içeriyordu. Ressam, eserin konusunda Tiziano Vecellio’nun Fiesta Campestre’sinden, kompozisyonunda ise Raffaello Santi’nin tasarladığı, Marcantonio Raimondi’nin oyduğu Paris’in Yargısı isimli gravürden esinlendi. İçerdiği tarihî göndermelere rağmen modern tarzda çizilmiş olan resmi, çağdaş giyinişli iki erkekle çimenlerin üzerinde oturmuş çıplak bir kadın betimlemesi olarak algılayan halk ve eleştirmenler eseri müstehcen buldular. Kırda Öğle Yemeği, hem konusu hem de tarzıyla sergilendiği günlerde skandal yarattı. . Eser, şu anda Paris’teki Orsay Müzesi’nde sergilenmektedir.
13- Diego Velázquez, Las Meninas (1656)
Las Meninas, Türkçesiyle “Nedimeler” İspanyol Altın Çağı’nın önemli sanatçılarından Diego Velazquez tarafından 1656 yılında yapılmış bir resim. Madrid’deki kraliyet ailesinin bulunduğu bir odayı tasvir eden resmin solunda Velazquez’in kendisi de görülebiliyor. Sanat tarihçileri tarafından yoğun bir şekilde analiz edilen bu resim, gerçeğin ve gerçek olmayanın ne olduğuna dair epey soru işareti meydana getirmiş durumda. Ressam aynı zamanda resim tekniğinin yanında çalışma etiğiyle de öne çıkan bir isim. 17. yüzyıl İspanya’sonda sanatçılar yüksek statüye sahip değildi, ancak Velazquez kral 4. Philip’in saray nazırı olacak kadar yüksek bir mevki elde edebilmişti. Resim günümüzde Madrid’deki Museo del Prado’da sergilenmektedir.
14- Francisco de Goya The Naked Maja (1797–1800)
Ressam bu tabloyu, İspanyol engizisyonunun çıplak kadın resimlerinin yapılmasını yasakladığı bir dönemde, İspanya başbakanı Manuel de Godoy’un isteği üzerine yaptı. Resim, Godoy’un koleksiyonuna 12 Kasım 1800 tarihinde katıldı. Eser şu anda Madrid’deki Prado Müzesi’nde sergilenmektedir.
15- Pablo Picasso, Guernica (1937)
Picasso’nun belirgin kübist stili içindeki politik bir protesto eseri olan ¨Guernica¨, 1937’deki Paris Fuarı’nda öne çıkan parçalardan biriydi. Bu fuar için Picasso’dan bir çizim yapılması istenmiş ve Picasso, Kuzey İspanyol kasabası Guarnica’nın bombalanmasına kadar çizecek bir şey bulamamıştı. Bombalanmanın ardından ise çok kısa bir zaman içinde; Picasso’nun gri, siyah ve beyazdan oluşan geniş monokrom paletiyle yaratılan bu eser, olaylara bir tepki mahiyetindeydi. Hitler’in silahlı kuvvetleri tarafından gerçekleştirilen ve Franco hükümeti tarafından tasdik edilen bu saldırıyı anlatan Guernica tablosu, tarihteki en önemli isyan tablosu olarak Madrid’deki Kraliçe Sofia Ulusal Müzesi’nde sergilenmektedir.
16- Jean Auguste Dominique Ingres, Grande Odalisque (1814)
Eserde bir odalık ya da cariye betimlenmiştir. Dönemdaşları, bu çalışmasını, ressamın neoklasisizmden ayrılma ve egzotik romantizme yakınlaşma noktası olarak kabul ederler. Büyük Odalık, ilk sergilendiğinde büyük ilgi çekti. İnce uzun oranları ve anatomik gerçekçilikten uzaklığı ile dikkatleri topladı. Eser şu anda Paris’teki Louvre Müzesi’nde sergilenmektedir.
17- Eugène Delacroix, Liberty Leading the People (1830)
1830 senesinde Kral 10. Charles’in devrilişine yol açan üç günlük halk ayaklanmasının anısına yapılmıştır. Tüm dünyada Fransız Devrimi’nin simgesi kabul edilmektedir.
Resimde, özgürlüğü simgeleyen bir kadın, bir elinde Fransız bayrağı, diğer elinde ise bir tüfek taşıyarak yürümekte, peşinden gelen devrimci insanlara barikatları aşmada öncülük etmektedir. Elbisesi yırtıktır, göğsü ve ayakları çıplaktır, başında özgürlük simgesi olan Frigya başlığı vardır. Bir yanında yoksulları temsil eden, her iki elinde de birer tabanca taşıyan on-iki yaşlarında bir çocuk, öbür yanında burjuvaları temsil eden, eli tüfekli, başında silindir şapka olan bir adam vardır. Çatışma içindeki bir şehirde, yerdeki yaralıların ve ölülerin arasından geçmektedirler. Bu tablo, modern resim sanatının ilk politik çalışması olarak kabul edilmektedir. Louvre Müzesi’nde sergilenmektedir.
18- Claude Monet, Impression, Sunrise (1874)
Le Havre limanını kendi izlenimlerine dayanarak tuvale taşıyan Fransız izlenimci ressam Claude Monet, izlenimcilik akımının öncül figürlerinden biri. Eser, Paris’teki Musee Marmottan Monet’te sergilenmektedir.
19- Caspar David Friedrich, Wanderer above the Sea of Fog (1819)
Bulutların Üzerinde Yolculuk romantik stilin, özelde ise Friedrich’in kendi tarzının tam bir örneğidir.Ön planda genç bir adam kayalık bir uçurum kenarında, sırtı izleyiciye dönük biçimde dikilmektedir. Koyu yeşil bir palto giymiştir ve sağ elinde bir baston tutar. Saçları rüzgarda dalgalanmakta olan adam, kalın bir sis örtüsüyle kaplı olan göz alıcı manzarayı izlemektedir. Resmin orta bölümünde, adamın üzerinde dikildiğine benzer başka kayalıklar, sisten fışkırır gibi görülmektedir.Sis halkalarının arasındaki bu tepeliklerde ormanlar vardır. Uzakta görülen dağlar, batıdan doğudaki düzlüklere doğru alçalmaktadır. Bunun ötesinde, her yeri kaplayan sis sonsuza doğru uzar, ufukla birleşerek bulutlu gökyüzüne karışır. Tablo şu anda, Almanya’nın Hamburg kentindeki Kunsthalle Hamburg’da sergilenmektedir.
20- Théodore Géricault, The Raft of the Medusa (1818–1819)
Fransız romantizminin ikonlarından biri sayılan yağlı boya tablodur. Tabloda, 1816 yılında Moritanya açıklarındaki Arguin Kayalıkları’na çarpan Fransız fırkateyni Méduse’ün çaresiz yolcuları, bir salın üzerinde betimlenmektedir.
Resim, bir kazazedenin hatırlayıp anlattığı bir anı gösteriyor. 1818’de, kaza hakkında yayınlanmış haberleri yazanlarla iletişime geçti. Géricault, resmi yeterince gerçekçi çizebilmek için Beaujon Hastanesi’nin morgundaki cesetlerin eskizlerini çizdi. Hatta cesetlerdeki bozulmayı inceleyebilmek için, kesilmiş kol ve bacakları stüdyosuna götürdü.