Gökhan Kutluer, Yitik Ülke Yayınları etiketiyle raflardaki yerini alan ilk öykü kitabı “Bulut Fabrikası” ile edebiyatta pedal çevirmeye başladı. Gökhan Kutluer, son yıllarda Türkiye’de de önemli bir görünürlülük elde eden bisiklet aşkını “Bulut Fabrikası”nda satırlara döktü. Gelişen teknolojinin yarattığı yabancılaşmaya, çağımızın ilişkilerindeki yüzeysel yaklaşımlara, artan kaosa rağmen şeffaflaşmaya ve özlenen çocukluğa değinen Kutluer, özgürleşmenin temeline ‘bisiklet’i koyuyor.
Doğayla en barışık ulaşım aracı olan bisikleti, farklı formlarda 17 öyküde anlatan Kutluer, ‘başka bir dünyanın mümkün olabileceğine’ dair umudu tazeliyor.
Zamanın dondurulduğu, yolculuğun varmak istenen hedeften daha önemli olduğunu, üzerimize yüklenen ‘genel geçer’ kimliklerden sıyrılmanın, var olma yolculuğunda ne kadar değer barındırdığını akıcı bir üslupla anlatan Kutluer, “Sizden ricam, bu kitabı alırken bir tane kendinize bir tane de bisikletle pek de alakası olmayan bir yakınınıza almanız. Zira bu kitabın amacı, bisikleti unutmuş, hayatından atmış ya da onunla nasıl da güzel günler yaşayabileceğinden bi’ haber kişilerin kitaplığına sızmaktır” diyor.
“Bulut Fabrikası”, okura bir şeyleri sadece izlemekle değiştirilemeyeceğinin, değişim için harekete geçmek gerektiğinin de çağrısı…